belli etmek

(hastalık) kendini belli etmek

to manifest itself Fiil

birini arzuladığını açıkça belli etmek

to come on strong Fiil

birini arzuladığını açıkça belli etmek

to come on to someone Fiil

birini cinsel olarak cazip bulduğunu açıkça belli etmek

to come on to someone Fiil

birini cinsel olarak cazip bulduğunu açıkça belli etmek

to come on strong Fiil

birşeye ilgi duyduğunu belli etmek

to express interest in something Fiil

gördüğünü belli etmek

to acknowledge Fiil

hatlarını belli etmek

to define Fiil

hoşnutsuzluğunu belli etmek

to bridle Fiil

istikbalini belli etmek

to seal sb's fate Fiil

öfkesini belli etmek

to express anger Fiil

rengini belli etmek

to show the flag Fiil

sempati duyduğunu belli etmek

to express sympathy Fiil

tarafını belli etmek

to come out Fiil

batmış geminin yerini belli etmek için işaret koymak

to buoy a wreck Fiil

belli bir çapta ekonomik bağımsızlık elde etmek

to obtain a measure of economic independence Fiil

belli bir kimseye ciro etmek

to endorse specially Fiil

belli bir politika takip etmek

to follow a policy Fiil

belli kıymetli evraklar için veraset vergisinden muafiyet talep etmek

to claim exemption for particular stocks Fiil

bir şahsı belli bir harekette bulunmaması için ikna etmek

to dissuade Fiil

birinin yetkisini belli sınırlarla tahdit etmek

to confine sb's authority within certain limits Fiil

ikametgâhını belli bir yerde tespit etmek

to fix one's residence in a place Fiil

yenilgiyle biteceği belli bir oyuna devam etmek

to play a losing game Fiil